Elezkoi’yi uzun bir süre bekledikten sonra, evinin yolunu tutar. Sarah
ise, çingene kanının verdiği taşkınlıkla aklını yitirir.
Şiir, Byron’ın Rusya’daki hayranları arasında moda olan, romantik
ve melankolik bir tarzda yazılmıştır. Baratınski de, Byron’dan
etkilenmiş Rus romantizmini simgelemektedir. Yazar, şiirde, insan
duygularını, çözümleyici bir yaklaşımla ele alır. Şiir, kaba ve bayağı
olduğu gerekçesiyle, zamanın eleştirmenlerinin saldırısına uğrar.
Baratınski ise, ahlaksızlıkla suçlanır. Tüm bu acımasız eleştirileri
önceden sezen Baratınski, esere; önsöz yerine, bir savunma yazısıyla
başlar ve bu yazıda, edebiyatta ahlaksızlık olgusunu işler.
Rus eleştirmen Belinski, bu şiirin temelinin sağlam olduğunu ve
şiirde, güzel nitelikler olduğunu; ancak, şiirin bütününde, denge
unsuru olmadığını ya da eksik olduğunu söyler. Sarah’a, yaşlı bir
çingene tarafından verilen içkide zehir olduğunun, şiirde tam
anlamıyla vurgulanmadığı görüşündedir. Puşkin, Baratınski’nin bu
eserini, bir başyapıt olarak değerlendirir. Baratınski, 1832’de,
başyapıtlarından bir diğeri sayılan “Goethe’nin Ölümü Üzerine” adlı
şiirini yazar. Belinski’ye göre, şiirin dizeleri çok güzel olmasına
rağmen, düşünce yapısı bulanıktır.
Baratınski, 1832’de, Kireyevski ile birlikte, paradoksal felsefi bir
misyonu olan, “The European” gazetesinde çalışmaya başlar.
Gazetenin misyonundaki paradoks, batı etkisindeki Rus kültürünü,
batı tarzı aydınlanma yöntemiyle korumaya çalışmasındandır. Ancak,
bu etkinlik, imparatorluğun sansürcülerini harekete geçirir ve
gazetenin yayını durdurulur. Bir yıl sonra, aynı grup, aynı amaçla,
“The Moscow Observer” isimli gazeteyi çıkarırsa da, sonuç aynı olur
ve bu gazete de, bir önceki gibi kapatılır. Baratınski de, Kireyevski ve
onun bağlı olduğu Slavseverlerden uzaklaşmaya başlar.
1835’te, Baratınski’nin ikinci şiir kitabı çıkarsa da, edebiyat
dünyasında hiç bir etki uyandırmaz. Bu arada, Baratınski eşinin mal
varlığını yönetir bir süre. Daha sonra, 1840 yılında, Petersburg’a
gider. Burada, Zukovski, Vyazemski ile tekrar buluşur ve Lermontov
ile tanışır. 1842’de, çok az dikkat çeken küçük şiir kitabı,
“Alacakaranlık” yayınlanır. Pleb partisinin genç gazetecileri, ilgi
görmeyen son kitapları dolayısıyla şairi alaya alır. Böylece, onun