düşkünlüğünü ve bu modaya karşı gösterilen aşırı sevgiyi yerer. Vatan
sevgisi ve adalet duygusu, onun kalbinde derin bir yer tutmaktadır.
Onun yergileri, sadece kişisel duyguların sonucu değildir. Otuz Yıl
Savaşları’nın çalkantılı döneminde, entelektüel bütünlüğünü
bozmadan koruyan ve çağdaşlarını adil bir şekilde yargılayan birkaç
kişiden biridir. Saray hayatını, savaşın yararsızlığını, Alman halkının
ulusal gururunun eksikliğini ve geleneklerde, giyimde ve konuşmada
Fransızları kölece taklit etmelerini, acımasız bir şekilde hicvetmiştir.
Duygularındaki gerçeklik, düşüncelerindeki kararlılık,
anlatımındaki keskinlik, hiçbir şairde yoktur. Yergilerinde, sözcük
oyunlarının, sözcük sanatının gücünden, ustalıkla yararlanmıştır.
Yaşadığı döneme göre, şaşırtıcı biçimde yalın ve süssüz olan yazıları,
yönlendirici olmasına karşılık, didaktik değildir. Logau kendini
Martin Opitz’in bir takipçisi olarak görüyordu. Ancak bu bağın,
bağımsızlığını ya da özgünlüğünü etkilemesine izin vermedi. Teorik
olarak Opitz’e bağlı olan Logau, pratik olarak kendisini öncelikle John
Owen’a yönlendirmiştir. Komik, genellikle satirik-ironik, aynı
zamanda grotesk bir dilde ve atasözlerinden, İskenderiyen
epigramlarına kadar çeşitli biçimlerde, Logau zamanının dini, ahlaki,
siyasi ve kültürel koşullarını, Hıristiyan ve ulusal duygulara dayalı
olarak, sayısız zamansız, genel olarak geçerli açıklamalar yapmayı
başarır. Tek amacı, kendi içinde alakasız içeriği başarılı bir şekilde
formüle etmek olan epigramlar vardır. Sivri, ancak nadiren didaktik
olan Logau’nun yazıları, zamanına göre oldukça doğrudan ve
süslemesizdir.
Gerçekliğin hiçbir yorumu, Logau’nun şiir koleksiyonunun bir
birimini oluşturacak kadar kendini gösteremez. Sadece iki düşünce
epigramlara hükmediyor gibi görünmektedir: dünyanın kargaşa içinde
olduğu ve ahlakçıların eleştirilerine bir son verilemediği. Bu
düşünceler, epigramın doğası hakkında kesin olmayan bir fikirle
birleştirilir. Bu, yazarın konuşma durumuna bağlı olarak, konuşma
rollerini dilediği gibi değiştirmesine izin verir: Övgü şiirinden yergiye,
sosyal hayat kurallarından eğlenceli epigrama geçer. Konuşma
rollerinin hızla değişmesi ve ince esprili ifadenin gerekliliği, yazarın
hayatını belirleyen gerilimleri ve çelişen çıkarları gizlemesine izin